Evet dostlar, bugün pazar. Sizlerle bir sohbet edelim istedim. Konumuz, geleceğimizin teminatı olan nesiller ve onlara karşı görevlerimiz… Kamu hizmeti anlayışımız, mezara kadar sürecek bir sorumluluktur.

Eskiden bir bölgede şap hastalığı çıktığında, oradaki pazarlar hemen kapatılırdı. Ama bugün Türkiye’nin dört bir yanında pazarlar kapalı, hayvanlar ölüyor. Peki neden? Bu şap hastalığı nedir, nereden çıktı? Hayvanlara verilen ilaçlar bile ölümlerine sebep oluyor. Tüm bunların arkasında başka planlar mı var?

Ben olaylara sadece görünen yüzüyle bakmıyorum. Özellikle de bu “iklim anlaşması” gibi konulara Batı’nın dayattığı her şeyi sorgulayarak yaklaşmak zorundayız. Çünkü Batı, tarih boyunca Müslüman ülkelerin hayrını istemedi. Bunu Irak’ta, Libya’da, Suriye’de gördük. Sözde demokrasi ve insan hakları getirdiklerini söylediler, ama geride sadece gözyaşı ve yıkım bıraktılar. Filistin’de hâlâ utanç verici bir katliam yaşanıyor. Kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden bombardıman altında İbadethaneleri, hastaneleri hedef alıyorlar. Ve hâlâ insan haklarından söz ediyorlar. Hangi insanlıktan bahsediyorsunuz siz?

Bugün Allah’ın bize ikram ettiği nimetleri – et, süt, hayvansal ürünler – elimizin tersiyle itiyoruz. Sanki “Senin verdiklerini istemiyoruz, kendi gıdamızı kendimiz üretiriz!” der gibi bir tavır içindeyiz. Bu, dolaylı da olsa Allah’a isyandır. Ve sonuçta ne oluyor? Zayıf, düşünemeyen, karakteri oturmamış, iradesiz bir nesil yetişiyor.

İşte küresel sistemin, Siyonist zihniyetin istediği de tam olarak bu: Karaktersiz, düşük profilli, sorgulamayan insanlar... Onlara göre Yahudiler dışındaki herkes köle olarak yaratılmıştır. Ve bu amaçlarına ulaşmak için hem medyayı hem kültürü hem de dini kullanıyorlar. Bugün Müslümanları hedef alıyorlar, ama yarın Hristiyanlara da aynısını yapacaklar. Çünkü amaçları yalnızca kendi hakimiyetlerini kurmak.

Eğer Filistin’deki insanlar “onlar gibi” olsaydı, bu zulme maruz kalmazlardı. Ama mesele insan olmak değil, onların kontrolünde olup olmadığınız...

Evet dostlar, bizler insanca yaşamak, kula kul olmadan özgürce yaşamak istiyorsak, Allah bize bu yolu da açar. Ama istemezsek, Allah kimseye zorla bir şey vermez. O hiçbir şeye muhtaç değildir; herkes O'na muhtaçtır.

Vurgulamak istediğim şu: Küreselcilerin asıl hedefi, kimliksiz, kişiliksiz, zayıf bireyler yetiştirmektir. Gıdalarla, medya yoluyla, kültürel araçlarla bunu yapıyorlar. Özellikle de Müslüman toplumları hedef alıyorlar.

Bugün Müslüman ülkelerin birbirine sırt çevirmesinin, aralarındaki kin ve düşmanlığın sebebi Allah’ın emirleri değil; onların pompaladığı fikirlerdir. Oysa Yüce Allah Kur’an’da buyuruyor:
“Birbirinizle çekişmeyin, yoksa zaafa düşersiniz ve gücünüz gider.”

Biz Allah’ın emrine uymadığımız için bugün bu haldeyiz. Zayıf kaldık, güçsüz düştük. Rabbim sonumuzu hayır etsin, bizlere şuur ve hidayet nasip etsin inşallah