Bu geminin içinde biz de varız. Olmasaydık, kirlenir mi yoksa zehirlenir mi olduğuna sadece dışarıdan seyirci olurduk. Ama işte öyle değil dostlar; her şey zincirleme birbirine bağlı. Bugün hangi belediyeden söz ederseniz, biraz kazıdığınızda mutlaka altta bir şeyler çıkıyor. Hangi partiden olursa olsun —ister AK Parti, ister CHP, ister başka bir parti— fark etmiyor. Denetime alınan her yerde muhakkak bir sorunla karşılaşılıyor.

Peki neden bu hale geldik? Her şeyden önce siyaset artık kirlenmiş durumda. Hizmet odaklı bir anlayış yerine başka argümanlar kullanılıyor. Bu argümanlar da siyaseti yolsuzluğa, adam kayırmaya, rüşvete sürüklüyor.

Toplum olarak neye değer verirsek, onu alırız. Eğer her partide “en iyi hizmet eden belediye başkanı seçersen ve desteklenirse, dürüstlük ön planda tutulursa; yolsuzluk, rüşvet ve kayırmacılık ortadan kalkar. Ama biz seçilecek kişiye sadece “bizden olsun yeter” gözüyle bakarsak, onlar da “seçileyim de nasıl olursa olsun” der. Bu zihniyet, siyaseti daha da kirletir.

Bugün hangi belediye başkanını denetlemeye tabi tutarsanız, altından bir sorun çıkıyor. Bu durum, toplumsal ahlakın zedelenmesine ve siyasetin temiz bir yol olmaktan çıkmasına neden oluyor. Artık birçok insanın gözünde “ahlak”, “helal” ya da “haram” kavramları önemini yitirmiş durumda. “Ben işimi yürüteyim de nasıl olursa olsun” anlayışı hâkim olmuş. Bu da toplumu çürütüyor.

Müslüman toplumların yaşadığı ahlaki çöküşün temelinde inanç zayıflığı yatıyor. Elbette dış baskılar da var. Gerçek anlamda Müslüman bir toplum istenmiyor çünkü öyle bir toplum olsa, bugün Filistin’de yaşanan zulümler yapılamazdı. Son 200-300 yıldır Müslümanlar sistemli olarak parçalanıyor, inançtan uzaklaştırılıyor ve dış güçlerin çıkarlarına hizmet eder hale getiriliyor.

Diyor ya Karasu:

> “Siz Osmanlı’yı yıktınız, Abdülhamid’i de indirdiniz, daha ne istiyorsunuz?”
Onlar cevaben diyor ki:
“Bunlar artık bizim hamurumuz oldu, istediğimiz gibi yoğururuz.”

Gerçekten de bugün birçok Müslüman lider, Allah’a kul olmak yerine, başka ülkelere itaat etmeyi tercih ediyor. Halk ise yoksullukla mücadele ettiği için ne kendini ne de çevresini düşünecek halde. Çünkü adalet sistemi çökmüş, adam kayırma zirve yapmış, liyakat ortadan kalkmış. Bu yüzden siyasetin asli görevi olan hizmet ortadan kalkmış ve yerine çıkar ilişkileri geçmiş.

Bugün televizyonları açtığınızda birçok yerde aynı manzarayı görüyorsunuz. El konulan belediyelerde yolsuzluklar bir bir ortaya çıkıyor. Bu sadece bir partiye özgü değil; tüm siyasi yapının içine işlemiş bir hastalık. Kim adaletsizlik yaparsa, sonunda Allah onun karşısına mutlaka bir hesap koyacaktır.

Bugün hâlâ bazı yüreklerde iman kalmamış. Filistin’de insanlar açlıktan kırılırken, Arap liderleri sessiz. Bu sessizlik, bu duyarsızlık insanın içini acıtıyor. Evet, maalesef siyaset kirlenmiş ve toplum uçuruma sürükleniyor. Faiz, kara para, adam kayırma diz boyu. Bir tarafta insanlar geçim derdiyle uğraşırken, öbür tarafta bazıları parayı nereye harcayacağını şaşırıyor.

Bu çelişkili dünyada yaşıyoruz. Bu düzenin suçluları, elbet bir gün hesap verecek. Çünkü Allah, zerre miktarı iyiliği de kötülüğü de boşa çıkarmaz.

İnşallah biz bu kötü gidişatın bir parçası olmayız. Yanlış yapmayız. Harama haram, helale helal diyebilecek bir inancı kaybetmeyiz. Allah bizi vicdansızlardan, yüreksizlerden, kul hakkı yiyenlerden eylemesin.
Amin.