Almanya’da üniversiteli öğrenci sayısı yaklaşık 3 milyon iken Türkiye’de 8 milyon…
Almanya ve Türkiye nüfusları, (mültecileri saymazsak) aynı bantta…
Almanya’da 50 üniversite var ve çoğu dünya bilim üretimi sıralamasında ilklerde yarışıyor.
Alman Mühendislerin ürettiği yol, köprü, ev ve arabalar dünyada herkesin takdirini toplarken bizdeki 8 milyon öğrencinin de hayallerini süslüyor….
“Avrupa kapıları açılsa ülkede genç kalmaz” sözü, gerçek dışı değil!
Ülkesinde fırında çalışmayı zul sayan üniversite mezunu, Avrupa’da pizza yapmayı şeref addediyor…
Audi
BMW.
Maybach.
Mercedes-Benz.
Opel.
Porsche.
Smart.
Volkswagen…
Bunların hepsini Almanya üretiyor…
Türkiye’de 208 üniversite var. Bunların bir kısmı özel üniversite ve sadece diploma üretiyor, bilim üretemiyor…
Miele.
Siemens. ...
Gaggenau Hausgeräte. ...
Bosch. ...
Krups. ...
Ultron. ...
Hoffmann Electronics. ...
Neff…
Bunların hepsini Almanya üretiyor…
Türkiye’de Hiçbir şekilde bilim üretememiş, orijinal tek bir makalesi ve projesi olmayan, intihallerle unvan sahibi olan yüzlerce akademisyen meydanlarda ahkam kesiyor…
Yazık!
İhtiyaçtan fazla üniversite açarsanız, iyi akademisyen bulamaz dolayısıyla iyi öğrenci de yetiştiremezsiniz…
Örneğin Yozgat Tıp Fakültesi kurulduğunda öğrenciler, eğitimini Ankara’daki bir üniversitede aldılar. Ama diploma Yozgat Bozok üniv…
Ağrı üniv tıp fakültesi öğrenciler Erzurumda…
Batman üniversitesi öğrencileri Van’da…
Hakkari Üniv İngilizce öğretmenliği bölümü öğrencileri eğitimlerini Adana Çukurova Üniv tamamladılar…
Her yere üniv açmak kimin fikri bilmiyoruz- bilemiyoruz. Bu işin uzmanlarına danışılmadığı kesin…
Sadece üniversite eğitmez, mekanlar da eğitir. Metropol öğrencisi ile kasaba öğrencisinin algısı her zaman farklıdır…
Kasabaları kalkındırmak için üniversite kurmak kimin fikriyse yanlış bir fikir, üniversiteler kasabaları sosyolojik olarak zedeler…
Çok üniversite açarak, puanları düşürebilir, hatta barajı kaldırıp öğrencileri hak etmedikleri bölümlere yerleştirebilir ve öğrencileri birkaç yıl oyalayarak herkesi üniversiteli yapabilirsiniz.
Lakin, toplumu ayakta tutan, ara eleman, işçi, usta ve sanatçıyı yetiştiremezsiniz.
Akademik eğitim alacak öğrenci sayısı fıtrat olarak sınırlıdır. Herkes bu eğitimi alacak şekilde yaratılmamıştır…
Herkesi üniversiteli yaparsanız;
Musluk tamiri için ustayı bir hafta beklersiniz.
Tamir için keyfi bir servis ücreti öder, çamaşır makinanızın arızasını tespit için de yüksek bir fatura ile karşılaşırsınız.
Zor bela sıra bulduğunuz ustaya da fahiş bir fiyatla arabanızın balatalarını değiştirirsiniz.
Ondan sonra da işi mültecilere yığar, onlar giderse işçi ve eleman bulamayız diye millete masal okursunuz…
Tüm dünyada istihdamı devlet değil, özel sektör sağlar…
“Şef çok, kızılderili yok”meselesi…
30 yaşına gelmiş, 100 binlerce vasıfsız üniversite mezunu işsiz…
12 yıllık zorunlu/sorunlu eğitimle birlikte zorunlu üniversitede başlamış olacak ki bu sayı günden güne artarak devam ediyor…
Zorunlu eğitim, Anadolu Çocuklarına hazırlanmış en büyük tehlikedir….